كتاب İslam’da Mezhepكتب إسلامية

كتاب İslam’da Mezhep

Bizi islâm ve imanla hidayete erdiren, Kur'ân-ı Kerîm'in manasını öğrenmeye ve Rasûlulları'ın hadislerini anlamaya muvaffak kılan Allah'a hamdü senalar olsun. Salat ve selam, insanlık devam ettiği sürece ashabın ve tabiînin takip ettiği yolu bize ihsanla tam ve kamil olarak gösteren tüm insanlığın ve cinlerin peygamberi Hz. Muhamed'e (s.a.v.) olsun. Kudret sahibi Mevlâsının iyilik ve lütuflarına muhtaç olan kulu Ebû Abdurrahman Muhammed b. Sultan b. Ebî Abdullah Muhammed el-Masumî el-Mekkî. Allah kendisini, Kur'ân ile amel etmeye, Rasûlullah'ın sünnetine sarılmaya ve güzel bir sonuca (son nefesinde imanlı olarak ölmeye) muvaffak kılsın der ki: "Bana, Uzakdoğu ülkelerinden olan Japonya'nın Tokyo ve Oseka şehirlerinde oturan müslümanlar tarafından bir mektup gönderildi. Mektup özetle şu konudan bahsediyor: "islâm nedir? Mezhep ne demektir? islâm diniyle şereflenen birisinin dört mezhepten birisine veya başka bir mezhebe girmesi, yani Malikî, Hanefî, Şafiî veya Hanbeli olması gerekir mi, gerekmez mi? Çünkü burada büyük bir ihtilaf ve vahim bir münakaşa başladı. Japon fikir adamlarından birkaç aydın islâm dinine girmek ve imanla müşerref olmak isteklerini Tokyo'da bulunan müslüman cemiyetine açtılar. Hindistanlı müslüman bir grup; "Kendilerinin, ümmetin kandili olan Ebu Hanife'nin1 mezhebini seçmelerini". Endonezyalı bir grup ise; "Şafiî mezhebinden olmaları gerektiğini" söylediler. Japonlar bu sözleri işitince çok şaşırdılar. Onların bu tutumlarına çok hayret ettiler. Mezhep sorunu onların müslüman olma yolunu tıkadı. Muhterem Hocam, değerli bilgilerinizden öğreneceklerimiz inşallah bu müşkilatın çözümüne sebep olacaktır. Kalplerimizin mutmain olması ve düşünce ufkumuzun genişlemesi için bu konuyu açıklamanızı sizden arzu ediyoruz. Size 1 Mezheb taassubluğu hadis uydurma ve yayılmasında büyük bir rol oynamıştır. Muteassıp Hanefiler. Ebu Hanife (r.a.)'ın menkıbeleri konusunda bir çok hadis uydurmuşlardır. Bunlardan birkaçı; "Benden sonra bir adam gelecek, ona Numan bin Sabit denir, künyesi de Ebu Hanefe'dir. Allah'ın dini ve benim sünnetim onun eliyle ihya olunacaktır." Tenzihu'ş-Şeria, İbni Arrak. 2/30: Hatibu'l-Bağdadi. Tarihi Bağdat. 2/289. Yukarıda işaret edilen sıfat bu rivayetlerin bazısında gelmiştir. Me'mun bin Ahmed el-Herevî'ye, "Şafii'yi ve Horasanda ona tabi olanları görmüyor musun?" denildi. O da cevaben; bize Ahmed bin Abdillah haber verdi ona Abdullah bin Ma'dan o da Enes bin Malikten merfu olarak şunu haber verdi: "Ümmetimden Muhammed bin İdris [Şafii] adında bir adam çıkacaktır, o ümmetime iblisten daha zararlıdır. Yine ümmetimde bir adam bulunacaktır ona Ebu Hanife denilir, ümmetimin kandili odur." İbni Hacer, Lisanü'l Mizan. 5/7-8; Suyuti Tedribu'r-Ravî. 1/277-278. İbni Arrak. Tenzihu'ş-Şeri'a. 2/30 Hatibu'l Bağdadi. Tarihi Bağdat (5/309) adlı eserinde, bu rivayeti uydurmakla ittiham edilenin Muhammed bin Said el-Burkî olduğunu Ebi Abdillah el-Hakim'den nakleder Bu uydurma hadis. Kur'ân'ın açıklığına muhaliftir. Çünkü Allah'ın, kitabında nitelendirdiği gibi; ümmetin kandili Muhammed (s.a.v.)'dir; "Ey Peygamber! Biz seni gerçekten şahit, mujdeleyici ve uyarıcı. Allah'ın izniyle O'nun yoluna çağırıcı ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik" (Ahzab, 45-48). Mukallidlerin kendi imamlarına masum Peygamberin sıfatını nasıl giydirdiklerini iyice düşün. Bunun içindir ki muayyen bir mezhebe bağlanmamak asıl olmuştur. Böylelikle masuma (peygambere) ittiba ile masum olmayana ittiba ayrılabilinir. Çünkü muayyen bir mezhebi taklit eden kimse, aslında peygambere tabi olma ile hata ve isabet eden fakiha tabi olmayı müsavi kılmıştır. Bu risâle, ictihad ve taklid konusunda yazılan en değerli kitaplardan birisidir.Kitabın yazılmasının sebebi yazarın Allah ona rahmet etsin, kitabın önsözünde dediği gibi şöyledir: Bana, Uzakdoğu ülkelerinden Japonya’nın Tokyo ve Osaka şehirlerinde oturan müslümanlar tarafından bir mektup gönderildi. Mektubun özeti şöyleydi: İslâm nedir? Mezhep ne demektir? İslâm dîniyle şereflenen birisinin dört mezhepten birisine veya başka bir mezhebe girmesi, yani Mâlikî, Hanefî, Şâfiî veya Hanbelî olması gerekir mi, gerekmez mi? Çünkü burada büyük bir ihtilaf ve vahim bir münakaşa başladı.Japon fikir adamlarından birkaç aydın, İslâm dînine girmek ve îmânla müşerref olmak istediklerini Tokyo’daki müslüman cemiyetine bildirdiler.Hindistanlı müslüman bir grup: Kendilerinin, ümmetin kandili olan Ebu Hanife’nin mezhebini seçmeleri , Endonezyalı bir grup ise Şâfiî mezhebini seçmeleri gerektiğini söylediler. Japonlar, onların bu sözlerini işittiklerinde bu tutumlarına şaşırıp hayret ettiler.Mezhep meselesi onların müslüman olmalarının yolunu tıkadı. İşte bu risâle, bu konuya bir cevap niteliğindedir.
محمد سلطان المعصومي - أبو عبد الكريم محمد سلطان بن محمد أورون بن محمد مير سيد المعصومي الخجندي، فقيه وعالم وقاض وداعية، وكان سلفي العقيدة، ورحالة من بلاد ما وراء النهر، ولد سنة 1297هـ/ 1880 رحلاته في طلب العلم أقام في بلدة خجندة وقرأ الصرف والنحو، وبعض الفقه والمنطق على علماء بلده، كالشيخ عبد الله بن محمد مراد المفنن الخجندي، ثم سافر إلى بخارى وأقام فيها ست سنين، وقرأ على علمائها على ما تعارفوه المنطق، والحكمة، والفقه كالهداية، والأصول كالتنقيح والتوضيح، وحاز ختم الكتب المتعارف عليه هناك، وقد أجازه عمدة علمائها وكتبوا له سند الإجازة، كالشيخ العلامة محمد عوض الخجندي، ثم في سنة 1322هـ/1904م، سافر إلى الحجاز ثم أقام بمكة المكرمة، سنة ونصف وأخذ عن علمائها والواردين عليها، وكلهم أجازوه، كالشيخ علي كمال الحنفي المكي، والشيخ محمد سعيد بابصيل المفتي بها سابقا، ثم سافر للمدينة المنورة وأقام بها عدة أشهر وأخذ عن علمائها فأجازوه، ثم سافر إلى بلاد الشام، وأقام بدمشق أشهرا، وأخذ الإجازة عن الشيخ بدر الدين بن يوسف المغربي مدرس دار الحديث، والشيخ عبد الحكيم الأفغاني الحنفي والشيخ محمد عارف المنير، وغيرهم، ثم قدم بيروت، وأخذ عن الشيخ يوسف النبهاني الشافعي، والشيخ عبد الرحمن الحوت وغيرهما. ثم سافر لبيت المقدس وبعدها قدم مصر وأقام في الجامع الأزهر في القاهرة بالرواق السليماني، وأخذ عن الشيخ محمد بخيت المطيعي، والشيخ عبد الرحمن الشربيني، وغيرهما. ثم سافر إلى الإسكندرية. ثم إلى الأستانة (أستانبول)، وأقام فيها عدة أشهر وأخذ عن الشيخ إسماعيل حقي المناسترلي، والشيخ جمال الدين الحنفي، وغيرهما. ثم رجع إلى خجندة، وأقام في داره الكائنة في محلة توغباخان وبنى فيها مكتبة نفيسة، وجمع أصناف الكتب الدينية، وأشتغل بالتدريس والتأليف حسبة لله، ولم يأخذ على تدريسه أجرا، وكان قوته من فيض تجارته وفاته توفي في مكة سنة 1380هـ/ 1960م، عن عمر ناهز الثمانين عام ❰ له مجموعة من الإنجازات والمؤلفات أبرزها ❞ İslam’da Mezhep ❝ ❱
من كتب إسلامية باللغه التركية كتب إسلامية بلغات أخرى - مكتبة كتب إسلامية.

وصف الكتاب : Bizi islâm ve imanla hidayete erdiren, Kur'ân-ı Kerîm'in manasını öğrenmeye ve
Rasûlulları'ın hadislerini anlamaya muvaffak kılan Allah'a hamdü senalar olsun.
Salat ve selam, insanlık devam ettiği sürece ashabın ve tabiînin takip ettiği yolu
bize ihsanla tam ve kamil olarak gösteren tüm insanlığın ve cinlerin peygamberi Hz.
Muhamed'e (s.a.v.) olsun.
Kudret sahibi Mevlâsının iyilik ve lütuflarına muhtaç olan kulu Ebû
Abdurrahman Muhammed b. Sultan b. Ebî Abdullah Muhammed el-Masumî el-Mekkî.
Allah kendisini, Kur'ân ile amel etmeye, Rasûlullah'ın sünnetine sarılmaya ve güzel bir
sonuca (son nefesinde imanlı olarak ölmeye) muvaffak kılsın der ki: "Bana, Uzakdoğu
ülkelerinden olan Japonya'nın Tokyo ve Oseka şehirlerinde oturan müslümanlar
tarafından bir mektup gönderildi. Mektup özetle şu konudan bahsediyor: "islâm nedir?
Mezhep ne demektir? islâm diniyle şereflenen birisinin dört mezhepten birisine veya
başka bir mezhebe girmesi, yani Malikî, Hanefî, Şafiî veya Hanbeli olması gerekir mi,
gerekmez mi? Çünkü burada büyük bir ihtilaf ve vahim bir münakaşa başladı. Japon
fikir adamlarından birkaç aydın islâm dinine girmek ve imanla müşerref olmak
isteklerini Tokyo'da bulunan müslüman cemiyetine açtılar. Hindistanlı müslüman bir
grup; "Kendilerinin, ümmetin kandili olan Ebu Hanife'nin1

mezhebini seçmelerini".
Endonezyalı bir grup ise; "Şafiî mezhebinden olmaları gerektiğini" söylediler. Japonlar
bu sözleri işitince çok şaşırdılar. Onların bu tutumlarına çok hayret ettiler. Mezhep
sorunu onların müslüman olma yolunu tıkadı.
Muhterem Hocam, değerli bilgilerinizden öğreneceklerimiz inşallah bu
müşkilatın çözümüne sebep olacaktır. Kalplerimizin mutmain olması ve düşünce
ufkumuzun genişlemesi için bu konuyu açıklamanızı sizden arzu ediyoruz. Size
1 Mezheb taassubluğu hadis uydurma ve yayılmasında büyük bir rol oynamıştır. Muteassıp Hanefiler. Ebu
Hanife (r.a.)'ın menkıbeleri konusunda bir çok hadis uydurmuşlardır. Bunlardan birkaçı; "Benden sonra
bir adam gelecek, ona Numan bin Sabit denir, künyesi de Ebu Hanefe'dir. Allah'ın dini ve benim sünnetim
onun eliyle ihya olunacaktır." Tenzihu'ş-Şeria, İbni Arrak. 2/30: Hatibu'l-Bağdadi. Tarihi Bağdat. 2/289.
Yukarıda işaret edilen sıfat bu rivayetlerin bazısında gelmiştir. Me'mun bin Ahmed el-Herevî'ye, "Şafii'yi
ve Horasanda ona tabi olanları görmüyor musun?" denildi. O da cevaben; bize Ahmed bin Abdillah haber
verdi ona Abdullah bin Ma'dan o da Enes bin Malikten merfu olarak şunu haber verdi: "Ümmetimden
Muhammed bin İdris [Şafii] adında bir adam çıkacaktır, o ümmetime iblisten daha zararlıdır. Yine
ümmetimde bir adam bulunacaktır ona Ebu Hanife denilir, ümmetimin kandili odur." İbni Hacer, Lisanü'l
Mizan. 5/7-8; Suyuti Tedribu'r-Ravî. 1/277-278. İbni Arrak. Tenzihu'ş-Şeri'a. 2/30 Hatibu'l Bağdadi.
Tarihi Bağdat (5/309) adlı eserinde, bu rivayeti uydurmakla ittiham edilenin Muhammed bin Said el-Burkî
olduğunu Ebi Abdillah el-Hakim'den nakleder Bu uydurma hadis. Kur'ân'ın açıklığına muhaliftir. Çünkü
Allah'ın, kitabında nitelendirdiği gibi; ümmetin kandili Muhammed (s.a.v.)'dir; "Ey Peygamber! Biz seni
gerçekten şahit, mujdeleyici ve uyarıcı. Allah'ın izniyle O'nun yoluna çağırıcı ve aydınlatıcı bir kandil
olarak gönderdik" (Ahzab, 45-48). Mukallidlerin kendi imamlarına masum Peygamberin sıfatını nasıl
giydirdiklerini iyice düşün. Bunun içindir ki muayyen bir mezhebe bağlanmamak asıl olmuştur. Böylelikle
masuma (peygambere) ittiba ile masum olmayana ittiba ayrılabilinir.
Çünkü muayyen bir mezhebi taklit eden kimse, aslında peygambere tabi olma ile hata ve isabet eden
fakiha tabi olmayı müsavi kılmıştır.




Bu risâle, ictihad ve taklid konusunda yazılan en değerli kitaplardan birisidir.Kitabın yazılmasının sebebi yazarın Allah ona rahmet etsin, kitabın önsözünde dediği gibi şöyledir: Bana, Uzakdoğu ülkelerinden Japonya’nın Tokyo ve Osaka şehirlerinde oturan müslümanlar tarafından bir mektup gönderildi. Mektubun özeti şöyleydi: İslâm nedir? Mezhep ne demektir? İslâm dîniyle şereflenen birisinin dört mezhepten birisine veya başka bir mezhebe girmesi, yani Mâlikî, Hanefî, Şâfiî veya Hanbelî olması gerekir mi, gerekmez mi? Çünkü burada büyük bir ihtilaf ve vahim bir münakaşa başladı.Japon fikir adamlarından birkaç aydın, İslâm dînine girmek ve îmânla müşerref olmak istediklerini Tokyo’daki müslüman cemiyetine bildirdiler.Hindistanlı müslüman bir grup: Kendilerinin, ümmetin kandili olan Ebu Hanife’nin mezhebini seçmeleri , Endonezyalı bir grup ise Şâfiî mezhebini seçmeleri gerektiğini söylediler. Japonlar, onların bu sözlerini işittiklerinde bu tutumlarına şaşırıp hayret ettiler.Mezhep meselesi onların müslüman olmalarının yolunu tıkadı. İşte bu risâle, bu konuya bir cevap niteliğindedir.

للكاتب/المؤلف : محمد سلطان المعصومي .
دار النشر : .
عدد مرات التحميل : 5794 مرّة / مرات.
تم اضافته في : الأربعاء , 27 مارس 2019م.
حجم الكتاب عند التحميل : 528.2 كيلوبايت .

ولتسجيل ملاحظاتك ورأيك حول الكتاب يمكنك المشاركه في التعليقات من هنا:

Bizi islâm ve imanla hidayete erdiren, Kur'ân-ı Kerîm'in manasını öğrenmeye ve
Rasûlulları'ın hadislerini anlamaya muvaffak kılan Allah'a hamdü senalar olsun.
Salat ve selam, insanlık devam ettiği sürece ashabın ve tabiînin takip ettiği yolu
bize ihsanla tam ve kamil olarak gösteren tüm insanlığın ve cinlerin peygamberi Hz.
Muhamed'e (s.a.v.) olsun.
Kudret sahibi Mevlâsının iyilik ve lütuflarına muhtaç olan kulu Ebû
Abdurrahman Muhammed b. Sultan b. Ebî Abdullah Muhammed el-Masumî el-Mekkî.
Allah kendisini, Kur'ân ile amel etmeye, Rasûlullah'ın sünnetine sarılmaya ve güzel bir
sonuca (son nefesinde imanlı olarak ölmeye) muvaffak kılsın der ki: "Bana, Uzakdoğu
ülkelerinden olan Japonya'nın Tokyo ve Oseka şehirlerinde oturan müslümanlar
tarafından bir mektup gönderildi. Mektup özetle şu konudan bahsediyor: "islâm nedir?
Mezhep ne demektir? islâm diniyle şereflenen birisinin dört mezhepten birisine veya
başka bir mezhebe girmesi, yani Malikî, Hanefî, Şafiî veya Hanbeli olması gerekir mi,
gerekmez mi? Çünkü burada büyük bir ihtilaf ve vahim bir münakaşa başladı. Japon
fikir adamlarından birkaç aydın islâm dinine girmek ve imanla müşerref olmak
isteklerini Tokyo'da bulunan müslüman cemiyetine açtılar. Hindistanlı müslüman bir
grup; "Kendilerinin, ümmetin kandili olan Ebu Hanife'nin1

mezhebini seçmelerini".
Endonezyalı bir grup ise; "Şafiî mezhebinden olmaları gerektiğini" söylediler. Japonlar
bu sözleri işitince çok şaşırdılar. Onların bu tutumlarına çok hayret ettiler. Mezhep
sorunu onların müslüman olma yolunu tıkadı.
Muhterem Hocam, değerli bilgilerinizden öğreneceklerimiz inşallah bu
müşkilatın çözümüne sebep olacaktır. Kalplerimizin mutmain olması ve düşünce
ufkumuzun genişlemesi için bu konuyu açıklamanızı sizden arzu ediyoruz. Size
1 Mezheb taassubluğu hadis uydurma ve yayılmasında büyük bir rol oynamıştır. Muteassıp Hanefiler. Ebu
Hanife (r.a.)'ın menkıbeleri konusunda bir çok hadis uydurmuşlardır. Bunlardan birkaçı; "Benden sonra
bir adam gelecek, ona Numan bin Sabit denir, künyesi de Ebu Hanefe'dir. Allah'ın dini ve benim sünnetim
onun eliyle ihya olunacaktır." Tenzihu'ş-Şeria, İbni Arrak. 2/30: Hatibu'l-Bağdadi. Tarihi Bağdat. 2/289.
Yukarıda işaret edilen sıfat bu rivayetlerin bazısında gelmiştir. Me'mun bin Ahmed el-Herevî'ye, "Şafii'yi
ve Horasanda ona tabi olanları görmüyor musun?" denildi. O da cevaben; bize Ahmed bin Abdillah haber
verdi ona Abdullah bin Ma'dan o da Enes bin Malikten merfu olarak şunu haber verdi: "Ümmetimden
Muhammed bin İdris [Şafii] adında bir adam çıkacaktır, o ümmetime iblisten daha zararlıdır. Yine
ümmetimde bir adam bulunacaktır ona Ebu Hanife denilir, ümmetimin kandili odur." İbni Hacer, Lisanü'l
Mizan. 5/7-8; Suyuti Tedribu'r-Ravî. 1/277-278. İbni Arrak. Tenzihu'ş-Şeri'a. 2/30 Hatibu'l Bağdadi.
Tarihi Bağdat (5/309) adlı eserinde, bu rivayeti uydurmakla ittiham edilenin Muhammed bin Said el-Burkî
olduğunu Ebi Abdillah el-Hakim'den nakleder Bu uydurma hadis. Kur'ân'ın açıklığına muhaliftir. Çünkü
Allah'ın, kitabında nitelendirdiği gibi; ümmetin kandili Muhammed (s.a.v.)'dir; "Ey Peygamber! Biz seni
gerçekten şahit, mujdeleyici ve uyarıcı. Allah'ın izniyle O'nun yoluna çağırıcı ve aydınlatıcı bir kandil
olarak gönderdik" (Ahzab, 45-48). Mukallidlerin kendi imamlarına masum Peygamberin sıfatını nasıl
giydirdiklerini iyice düşün. Bunun içindir ki muayyen bir mezhebe bağlanmamak asıl olmuştur. Böylelikle
masuma (peygambere) ittiba ile masum olmayana ittiba ayrılabilinir.
Çünkü muayyen bir mezhebi taklit eden kimse, aslında peygambere tabi olma ile hata ve isabet eden
fakiha tabi olmayı müsavi kılmıştır.

 

Allah'tan bol bol mükafatlar, Rus muhacirleri bizden de size ve doğru yola tabi olan
herkese selam ve saygılar."
Esselamü Aleyküm.
Muhammed Abdülhay Kurbanoglu
Muhsin Çabanoğlu
Tokyo. H. 1357

 

İSLÂM VE İMAN'IN HAKİKATİ:
Ben de Allah'ın bana öğrettiği şeyleri gereği üzere cevaben yazdım. Kudret ve
kuvvet yüce ve azim olan Allah'ındır. Muvaffakiyetim onunladır. Doğruya ileten de
odur.
Şunu biliniz ki, müslümanların birçoğu, özellikle cahillerinden çok âlimleri2
, bir
müslümanın Ebu Hanife, Malik. Şafiî ve Ahmed b. Hanbel gibi İmamlara nisbet edilen
mezheblerden birine bağlanması gerektiğini iddia ederler. Halbuki bu hatadır hatta
söyleyenin cehaleti ve islâm'ı bilmemesinden kaynaklanmaktadır.
Sahihayn'da yer alan sahih meşhur Cibril hadisinde islâm'ın tarifi şöyle
yapılmıştır:
"Cebrail Rasûlullah'a (gelerek);
islâm nedir? diye sordu.
Rasûlullah:
2 Yazarın, mukallidlere ilim sıfatını koyması münakaşa götürür bir husustur. Çünkü ilim delilden meydana
gelen marifettir. Delilsiz olunca o taklid olur. İbnu'l-Kayyım (r.a.) Nuniyye manzumesinde şöyle der "ilim
deliliyle doğruyu bilmektir. Bunun gerisi ve taklid müsavidir." İmam-ı Şafii (r.a.) şöyle der: "Bir kimsenin
bir şey için helal veya haramdır demesi ancak ilim cihetiyle olur. İlmin ciheti ise kitap ve sünnette, gelen
haber, icma veya kıyasladır." (er-Risale, s. 39) Allame Fullânî de şöyle demiştir: "Derim ki: Bu hadis ve
eserler, ilim teriminin ancak Allah'ın kitabında. Allah resulünün sünnetinde icma ve bu asıllara (esaslara)
göre nassın yokluğunda kıyası görenlerin indinde kıyas yapılan şeylere ıtlak olunacağını tasrih etmektedir.
Nebevi hadislere muhalif olmasıyla birlikte mezhebi re'y kitaplarına, taklid ve asabiyyet ehlinin ilmi
hasretmelerine göre değildir."
Öyleyse ilmini faziletini içeren âyet ve hadislerin kasdettigi gerçek alim; delillerden hüküm istinbat etmek
için gayret sarfeden müctehiddir. Mukallid ise, alim değildir. Asırlar boyunca ilim ehlinin ittifak ettiği de
budur. Allame Şatibî (r.a.): Muvafakat isimli eserinde (4/293) "mukallid alim değildir" sözüyle tasrih
etmiştir. Aynı şekilde Ebu'l-Hasan Sindî el-Hanefi' den naklen Suyutî: "Mukallid alim diye
isimlendirilmez" demiştir. Süneni ibni Mace'ye Haşiye 1/70. Şevkânî (r.a.) de irşadü'l-Fuhûl eserinde, (s.
267); "Çünkü taklid cehalettir, ilim değildir" sözüyle cezmetmiştir. Hanefi kitaplarında cahilin kadılığa
atanmasının caiz olmadığı fetvası yer almıştır. İbni'l-Humam (r.a.) da, cahili mukallid terimiyle tefsir
etmiştir. Fethü'l-Kadir 5/456. İbrahim el-Vezir (r.a.) aybı şekilde. "Şüphesi: mukallid olan bir müftüye,
alim diye tesmiye edilmez" demiştir. Ravdatu'l-Bâsim 1/36. İbnı Abidin'den Risaleler mecmuasının
Resmu'l-Müfti eserinden naklen (1/32) İmam Tahav'î (r.a.) şöyle der: "Ancak cahil ve müteassıb bir kimse
taklid eder." İbnü Abdi'l-Ber, el-Cami eserinde (2/119) bu konuda şöyle bir icma nakleder: "Beyan (açık)
olunmayan ve gerçek bilgi sayılmayan şey ilim değildir... İmamlar arasında taklidin fasidligi konusunda
herhangi bir hilaf yoktur. Binaenaleyh bu meseleyi uzatmaya ihtiyaç yoktur" der. İbnü'l-Kayyim de
İ'lâmü'l-Muvakkiîn isimli eserinde(1/7) buna muvafakat etmektedir. Gözönüne serdedilen alimlerin
sözlerinin delili; sahih hadiste Abdullah bin Amr bin As'tan rivayeten Allah Rasûlü {s.a v )'nün şu
sözüdür: "Allah, ilmi, kulları münazara ederken onlardan, almaz ilmi, ancak alimleri kabzederek alır. Öyle
olurkı hiçbir alim kalmaz Ondan sonra insanlar cahil kimseleri baş edinirler ve sorulurlar. Onlar da ilimsız
olarak fetva verirler." (Buharî nin diğer bir rivayetinde, 13/182] "Reyleriyle fetva verirler, hem sapıtırlar.
hem de saptırırlar." Buharî. (Fethul-Barî) 1/194; Müslim (Nevevi şerhi) 16/223-225; Tirmizî. 5/31; İbni
Mâce. 1/30, Müsnedi Ahmed, 1/181; Dârimî, 1/77; Musnedü'l-Humeydî, 1/265. İşte bu yüce ismi hak
eden kimselerin, asırlar boyunca az olduklarına bu hadis açık bir delildir. Haklarında sairin şu sözü
gerçekleşmiştir: "Onları saydığın zaman azdırlar. Şimdi ise azdan daha kıymetli oldular."

 

Allah'tan başka ilah olmadığına ve Hz. Muhammed'in (s.a.v.) O'nun kulu ve
elçisi olduğuna şehadet getirmen, namaz kılman, zekat vermen, Ramazan orucunu
tutman ve gücün yettiğinde hac yapmandır, buyurdu.
Cebrail:
İman nedir? diye sordu.
Rasûlullah:
Allah'a, meleklerine, kitaplarına, resullerine, ahiret gününe ve kaderin hayrına ve şerrine
inanmandır, buyurdu.
Cebrail:
İhsan nedir? diye sordu.
Rasûiullah:
İhsan; Allah'ı görüyormuşsun gibi ibadet etmendir. Sen onu görmesen dahi o seni
görür, buyurdu."3
Abdullah b. Ömer'in rivayet ettiği hadiste ise şu tarif yer alır:
"islâm beş esas üzerine kurulmuştur: Allah'tan başka ilah olmadığına,
Rasûlullah'ın O'nun elçisi olduğuna şehadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek,
oruç tutmak, gücü yetenler için hac yapmak."4
3 Sahih hadisten bir parçadır. Buharî. (Fethu'l-Bârî) 1/144. 8/513, Müslim (Nevevî)1/164. İmam Ahmed
Müsnedinde, 1/65; İbni Mâce. 1/25. Ebu Hureyre'den Ebu Zur'a Amr bin Cerir yoluyla tahric etmiştir.

Meseî. 8/101. Ebu Zer ve Ebu Hureyre'den tahric etmiştir. Nesei'nin senedini Şeyh el-Bani Mişkatü'l-
Mesabih'in tahkikinde (1/9-10) sahih kabul etmiştir. Yine Müslim (1/150). Tirmizî (5/6-7), imam Ahmed

ve diğerleri Abdullah ibni Ömer'den o da babasından Yahya bin Ya'mer yoluyla tahric etmiştir. Taberanî
de Ömer'den Ata bin Ebi Rebah yoluyla tahric etmiştir. Bu hadis ibni Ömer'den o da Rasûlullah'dan
rivayet olunmuştur. Mecma'uz-Zevâid, 1/40. Tirmizi (5/8)'de der ki: "Sahih olan. rivayetin ibni Ömer o da
babası Ömer o da Nebi (s.a.v.]' den olmasıdır." imam Ahmed (1/64-65). Bezzar ise Mecma'uz-Zevâid'de
(1/19). İbni Abbas'tan Şehr ibni Havşeb "yoluyla hasen görmüştür. Fethu'l-Bari'de Hafız ibni Hacer bu
tariki tahsin etmiştir. Şehr ibni Havşeb hadiste zayıftır. Hataları yüzünden rivayetiyle ihticac olunmaz.
Binaenaleyh Müslim başka bir rivayetle birlikte tahric etmiştir. Münzirî'nin Terğib'inde olduğu gibi. Onun
hakkında Hafız şöyle der: irsali ve evhamı çok olan saduk bir kimsedir. "Yine Şehr ibni Havşeb yoluyla
Amr veya Ebi Amir veya Ebi Malik el-Eş'arî'den rivayeten imam Ahmed Musned'inde (1/64) tahric
etmiştir. Bezzar da Mecma'uz-Zevaid'de (1/40) Enes ibni Malik'ten rivayeti tahric: etmiştir. Lakin hadisin
senedinde Dahhak bin Nebras vardır. Mizanu'l-İ'tidal'de (2/326) kaydedildiği üzere bu ravi zayıftır. 4 Bu hadis sahihdir Buharî 1/49'da merfu olarak. 8/183'de mevkuf olarak, (rivayetin şöhreti sebebiyle
merfu olduğu tasrih edilmemiştir.) Müslim (1/176-177). Nesaî (8/107-108), Tirmizî (5/5-6), Ahmed.
Musned'inde (1/78), Beyhakî. Sünen'inde (4/199). Humeydî Musnedinde (2/308) çeşitli yollarla İbni
Ömer'den merfu olarak tahric etmışlerdir. Taberanî. Mu'cemu'l-Kebir'inde İbni Abbas'dan:
"islâm beş esas uzerine bina edilmiştir. Allah'dan başka ilah olmadığına şahadet etmek, namaz kılmak.
Ramazan orucunu tutmak. Bunlardan kim. bir tanesini terk ederse kafirdir, kanı helaldir" hadisini tahrıç

etmiştir. Münzirî (1/196) ve Heysemî (1/48) de bu hadis için senedi hasendir demişlerdir. Lakin Şeyh el-
Bani. İrvau'l-Galil eserinde [3/250) rivayeti zayıf saymıştır. Ebu Ya'lâ. Müsnedi'nde (Mecmau'z-Zevaid,

1/48) İbni Abbas'dan merfu olarak, islâm'ın kulpu ve dinin esasları üçtür, islâm bunlar uzerine tesis

edilmiştir" hadisini tahric etmiştir. Şeyh el-Bani bu hadise zayıf demiştir. Silsiletü'l-Ehâdisi'd-Daîfa ve'l-
Mevdu'a. 1/132-131. İmam Ahmed Musned'inde (1/79). Mecmau'z-Zevaıd'de [1/47), Heysemî, hadise

sahih demiştir. Taberanî de Mu'cemu'l-Kebir ve Sagir'inde Cerir bin Abdullah el-Becelî'rıin hadisini tahric
etmiştir. Şeyh el-Bani debu hadisin zayıf olduğunu İrvau'l-Galil (3/280} eserinde söylemiştir.

 

 

 Bu risâle, ictihad ve taklid konusunda yazılan en değerli kitaplardan birisidir.Kitabın yazılmasının sebebi yazarın Allah ona rahmet etsin, kitabın önsözünde dediği gibi şöyledir: Bana, Uzakdoğu ülkelerinden Japonya’nın Tokyo ve Osaka şehirlerinde oturan müslümanlar tarafından bir mektup gönderildi. Mektubun özeti şöyleydi: İslâm nedir? Mezhep ne demektir? İslâm dîniyle şereflenen birisinin dört mezhepten birisine veya başka bir mezhebe girmesi, yani Mâlikî, Hanefî, Şâfiî veya Hanbelî olması gerekir mi, gerekmez mi? Çünkü burada büyük bir ihtilaf ve vahim bir münakaşa başladı.Japon fikir adamlarından birkaç aydın, İslâm dînine girmek ve îmânla müşerref olmak istediklerini Tokyo’daki müslüman cemiyetine bildirdiler.Hindistanlı müslüman bir grup: Kendilerinin, ümmetin kandili olan Ebu Hanife’nin mezhebini seçmeleri , Endonezyalı bir grup ise Şâfiî mezhebini seçmeleri gerektiğini söylediler. Japonlar, onların bu sözlerini işittiklerinde bu tutumlarına şaşırıp hayret ettiler.Mezhep meselesi onların müslüman olmalarının yolunu tıkadı. İşte bu risâle, bu konuya bir cevap niteliğindedir.



نوع الكتاب : pdf.
اذا اعجبك الكتاب فضلاً اضغط على أعجبني
و يمكنك تحميله من هنا:

تحميل İslam’da Mezhep
محمد سلطان المعصومي
محمد سلطان المعصومي
Mohammed Sultan Al MasoumiSUMI EL HACENDI
أبو عبد الكريم محمد سلطان بن محمد أورون بن محمد مير سيد المعصومي الخجندي، فقيه وعالم وقاض وداعية، وكان سلفي العقيدة، ورحالة من بلاد ما وراء النهر، ولد سنة 1297هـ/ 1880 رحلاته في طلب العلم أقام في بلدة خجندة وقرأ الصرف والنحو، وبعض الفقه والمنطق على علماء بلده، كالشيخ عبد الله بن محمد مراد المفنن الخجندي، ثم سافر إلى بخارى وأقام فيها ست سنين، وقرأ على علمائها على ما تعارفوه المنطق، والحكمة، والفقه كالهداية، والأصول كالتنقيح والتوضيح، وحاز ختم الكتب المتعارف عليه هناك، وقد أجازه عمدة علمائها وكتبوا له سند الإجازة، كالشيخ العلامة محمد عوض الخجندي، ثم في سنة 1322هـ/1904م، سافر إلى الحجاز ثم أقام بمكة المكرمة، سنة ونصف وأخذ عن علمائها والواردين عليها، وكلهم أجازوه، كالشيخ علي كمال الحنفي المكي، والشيخ محمد سعيد بابصيل المفتي بها سابقا، ثم سافر للمدينة المنورة وأقام بها عدة أشهر وأخذ عن علمائها فأجازوه، ثم سافر إلى بلاد الشام، وأقام بدمشق أشهرا، وأخذ الإجازة عن الشيخ بدر الدين بن يوسف المغربي مدرس دار الحديث، والشيخ عبد الحكيم الأفغاني الحنفي والشيخ محمد عارف المنير، وغيرهم، ثم قدم بيروت، وأخذ عن الشيخ يوسف النبهاني الشافعي، والشيخ عبد الرحمن الحوت وغيرهما. ثم سافر لبيت المقدس وبعدها قدم مصر وأقام في الجامع الأزهر في القاهرة بالرواق السليماني، وأخذ عن الشيخ محمد بخيت المطيعي، والشيخ عبد الرحمن الشربيني، وغيرهما. ثم سافر إلى الإسكندرية. ثم إلى الأستانة (أستانبول)، وأقام فيها عدة أشهر وأخذ عن الشيخ إسماعيل حقي المناسترلي، والشيخ جمال الدين الحنفي، وغيرهما. ثم رجع إلى خجندة، وأقام في داره الكائنة في محلة توغباخان وبنى فيها مكتبة نفيسة، وجمع أصناف الكتب الدينية، وأشتغل بالتدريس والتأليف حسبة لله، ولم يأخذ على تدريسه أجرا، وكان قوته من فيض تجارته وفاته توفي في مكة سنة 1380هـ/ 1960م، عن عمر ناهز الثمانين عام ❰ له مجموعة من الإنجازات والمؤلفات أبرزها ❞ İslam’da Mezhep ❝ ❱.



كتب اخرى في كتب إسلامية باللغه التركية

Muhammed b Abdulvahhab PDF

قراءة و تحميل كتاب Muhammed b Abdulvahhab PDF مجانا

Edebu rsquo l Mufred Ahl acirc k Hadisleri PDF

قراءة و تحميل كتاب Edebu rsquo l Mufred Ahl acirc k Hadisleri PDF مجانا

Sevgili ile Bir G uuml n sallallahu aleyhi ve sellem PDF

قراءة و تحميل كتاب Sevgili ile Bir G uuml n sallallahu aleyhi ve sellem PDF مجانا

Kur rsquo an ve S uuml nnetten Delilleri ile Sorulu Cevaplı Oru ccedil İlmihali PDF

قراءة و تحميل كتاب Kur rsquo an ve S uuml nnetten Delilleri ile Sorulu Cevaplı Oru ccedil İlmihali PDF مجانا

Abdest ve Boy Abdesti İlgili Meselelere Cevaplar PDF

قراءة و تحميل كتاب Abdest ve Boy Abdesti İlgili Meselelere Cevaplar PDF مجانا

İsim ve Sıfatlar Tevhidinde Ehl i S uuml nnet rsquo in Muhaliflere Cevabı PDF

قراءة و تحميل كتاب İsim ve Sıfatlar Tevhidinde Ehl i S uuml nnet rsquo in Muhaliflere Cevabı PDF مجانا

İlim Tahsilinde Temel Kurallar PDF

قراءة و تحميل كتاب İlim Tahsilinde Temel Kurallar PDF مجانا

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem rsquo in Namaz Kılış Şekli PDF

قراءة و تحميل كتاب Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem rsquo in Namaz Kılış Şekli PDF مجانا

المزيد من كتب علوم القرآن في مكتبة كتب علوم القرآن , المزيد من كتب إسلامية متنوعة في مكتبة كتب إسلامية متنوعة , المزيد من إسلامية متنوعة في مكتبة إسلامية متنوعة , المزيد من كتب الفقه العام في مكتبة كتب الفقه العام , المزيد من كتب التوحيد والعقيدة في مكتبة كتب التوحيد والعقيدة , المزيد من مؤلفات حول الحديث النبوي الشريف في مكتبة مؤلفات حول الحديث النبوي الشريف , المزيد من كتب أصول الفقه وقواعده في مكتبة كتب أصول الفقه وقواعده , المزيد من التراجم والأعلام في مكتبة التراجم والأعلام , المزيد من السنة النبوية الشريفة في مكتبة السنة النبوية الشريفة
عرض كل كتب إسلامية ..
اقرأ المزيد في مكتبة كتب إسلامية , اقرأ المزيد في مكتبة كتب تقنية المعلومات , اقرأ المزيد في مكتبة المناهج التعليمية والكتب الدراسية , اقرأ المزيد في مكتبة القصص والروايات والمجلّات , اقرأ المزيد في مكتبة كتب الهندسة والتكنولوجيا , اقرأ المزيد في مكتبة الكتب والموسوعات العامة , اقرأ المزيد في مكتبة كتب تعلم اللغات , اقرأ المزيد في مكتبة كتب التنمية البشرية , اقرأ المزيد في مكتبة الكتب التعليمية , اقرأ المزيد في مكتبة كتب التاريخ , اقرأ المزيد في مكتبة كتب الأطفال قصص ومجلات , اقرأ المزيد في مكتبة كتب الطب , اقرأ المزيد في مكتبة الكتب العلمية , اقرأ المزيد في مكتبة كتب علوم سياسية وقانونية , اقرأ المزيد في مكتبة كتب الأدب , اقرأ المزيد في مكتبة كتب الروايات الأجنبية والعالمية , اقرأ المزيد في مكتبة كتب اللياقة البدنية والصحة العامة , اقرأ المزيد في مكتبة كتب الأسرة والتربية الطبخ والديكور , اقرأ المزيد في مكتبة الكتب الغير مصنّفة , اقرأ المزيد في مكتبة كتب المعاجم واللغات , اقرأ المزيد في مكتبة كتب علوم عسكرية و قانون دولي
جميع مكتبات الكتب ..